BREJNEV’İN VE KRUŞÇEV’in zekaları
Dün Akşam şöyle bi dolaşmak için limana doğru yürüdüğümüzde barlardan birinin önünde biralarını .içen tanıdık bi arkadaş grubuna rastladık. Henüz taa uzaktan gördüklerinde ayağa kalkıp oturmamız için ısrar ettiklerinde dayanamayıp oturduk. Grup biraz milletlerarası gibiydi. Biri (erkek)Alman, biri (erkek)Avustralyalı, biri (bayan)Rus, biri (bayan) Türk; ikide biz, karı koca.
Sohbet dönüp dolaşıp henüz Türkiye’de Televizyon yayını yokken, bizim Sinop’ta Rus ve< Romen kanallarının nasıl izlediğimiz konusuna gelince ben, bir gün Brejnev’in Tv ye çıkıp üç gün devamlı konuşma yaptığını anlattım. Çünkü o üç gün içinde Rus kanalını ne zaman açarsak açalım, Brejnevi kürsüde konuşurken görüyorduk.
Bunu anlatınca Gruptaki Rus bayan gülümseyerek konuya girdi:
“O,” dedi, “yaptığı konuşmanın çok uzun oluşundan değil, okuma özürlü olduğundan öyle uzatırdı” deyip fıkra gibi bir şey anlattı:
“Moskova Olimpiyatları’nın açılış konuşmasını yapmak için kürsüye çıkan Brejnev, başlamış elindeki yazıları okumaya:
“O, O,. O,” Dördüncü O’yu demeden kürsünün yanında duran bir bürokrat paçasından çekiştirmiş, Brejnev’i:
“Başkanım” demiş. O O’lar okunmayacak, onlar Olimpiyatın logosu, yani sembolü…
“Öyle mi?” deyip devam etmiş Brejnev konuşmasına…
Bunu dinleyince ben de herkesin bildiği, fakat henüz kendisinin bilmediği bir fıkrayı anlattım Rus bayana:
Kruşçev Batı Almanya ziyaretinden gece yarısından sonra dönmekteyken, kışın dondurucu soğuğunda trenin pencerisini açıp kolunu pencereden aşağı sarkıtıp, geri çekiyormuş. Aynı kompartmanda seyehat edenler buna pek anlam verememişler ilkönceleri.
Hatta içlerinden biri: “Sayın Başkanım” demiş. “Eğer hava durumunu öğrenmek istiyorsanız, emredin hemen öğrenelim.
“Yok” demiş Kruşçev, “Ben nerede olduğumuzu anlamak için böyle yapıyorum” dediğinde herkes sadece birbirlerinin yüzüne bakmışlar.. Aradan bir yarım saat geçtikten sonra Kruşçev tekrar kolunu aşağıya sarkıtmış ve geri çekmiş, saatsiz kalan bileğini oradakilere göstererek:
“Çocuklar” demiş, “şu anda Doğu Almanya’dayız…
Bu fıkra da Rus bayanı çok güldürdü…
Çarşamba, Ağustos 30, 2006
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)