Pazartesi, Mayıs 26, 2008

Manilerden Bir Örnek

Yaklaşan yaz günlerinden önce yayımlayabilmek için üzerine yoğunlaştığım bir kitap projem var. Eğer Temmuz ayından önce yayımlayabilirsem kendimi şanslı sayacağım
Nelerle uğraştığımı bilmeniz bakımından bir örnekleme koydum bloğuma.


Söylenen yer. Mesudiye ve Yaka
Derleyen: Nihat Akkaraca

Evlenme çağına gelmiş kızın korkulu rüyasıydı çeyiz meselesi o yıllarda. Düğün haberini alan kadınlar, evlenecek olanların adını bilmeseler de olurdu, ama kızın kaç bürümcük gömleği, kaç uşkuru, peşkiri var onu mutlaka öğrenirlerdi. Düğünde sergilenen bu çeyizlerin sonradan dedikodusu da yapılırdı. Kızın ailesinin durumuna göre değerlendirme yaparlardı, çeyizi az mı yoksa çok mu diye. Aşağıdaki mani örneği;

Yaka’dan bi delikanlı, Mesudiye’den D….. na yakmıştı abayı. Oğlan kendi anasını bubasını razı etmiş, bi türlü kızın anasını razı edemiyordu. Kadın durmadan,. “Kızımın yaşı küçük, çeyizi yok, daha evlenme çağında değil” deyip oğlan evini reddediyordu. Kızı küçüktü ama aşkı büyüktü. Kız, oğlanı seviyor, anasının da bu evliliğe rıza göstermesini istiyordu. İkide birde anasıyla bu yüzden tartışıyordu. Bi’ gün kız, isyan etti anasına: “Bu iş iyilikle olursa olur, olmazsa valla kaçarım” deyiverdi. Bunu duyunca çok şaşıran anası, öfkesini maniye döktü.



Ataş sarmış bacayı
Çağrın gelsin hocayı
Sandıkta üç göynek va
Neyleyceksin gocayı
.

Çok geçmeden delikanlı, sevdiği kız ile anası arasında geçen tartışmayı duydu. Fırsat bu fırsattır deyip bir mani yaktırdı Bedir Nine’ye ve yolladı Mesudiye, Avlana’ya; sevdiği duysun diye:

Avlana’nın denizi
Çıra gibi benizi
Gel seninle gaçalım
Allah veri ceyizi.

Bu mani işe yaradı. gerçekten, oğlan kızı kaçırdı. Şimdi torunları bile var.