Pazartesi, Ekim 29, 2007

YENİ BİR KİTAP

Datça’dan bir öykü kitabı daha yolda. Bugünlerde okuyucusuyla buluşmuş olacak.

Kitabın adı: Ödünç Zamanlar
Yazarı: Suna Güler
Yayınevi: Kanguru yayınları

2-3-4 Kasım günlerinde İstanbul Kitap Fuarı, Kanguru Yayınları standında görülebilir.

Pazar, Ekim 21, 2007

Çevre ve Karakaçan

Bütün bu görüntünün ayıbı Karakaçan'ın mı, yoksa duvarın üstünde elini kolunu bağlamış oturanın mı?
Sanırım Karakaçan'ın üstüne kuma gelmiş. Hem de kumaya özel bir oda yapılmış. Sonuçta Karakaçan'ın pabuçları dama atılmış. Semerden belli değil mi? Haydi, tıklayın!

begonvilla(Datca ağzıyla Onbiray çiçeği)

Bazen çiçekler çok şey anlatır...

Perşembe, Ekim 18, 2007

ÜNLÜ YAZARLARIN ARASINDA DOLAŞMAK


Ünlü yazarların arasında dolaşmak. Balık misali...

Çarşamba, Ekim 17, 2007

ESKİ DATCA'DAN

Bu yaz Datça'da ilk kez yapılan Uluslararası Halk Dansları Fesivalinde Eski Datça'yı onurlandıran Makedonya Halk Dansları Topluluğu.
Adının "Eski Datca" olduğuna bakmayın. Eski Datça'nın yepyeni, genç ve dinamik muhtarı NEŞE Karaoğlan, Kuzey Estonya Halk dansları topluluğundan iki dansçının arasında görünüyor.

YAZILI


HİÇ BİR ŞEY UMMUYORUM,
HİÇ BİR ŞEYDEN KORKMUYORUM,
ÖZGÜRÜM!..

Nikos kazantzakis
(Not:Resmi büyütmek için üstüne tıklayın.)

Perşembe, Ekim 11, 2007

DATCA'DA ZAMAN TRT 2 de



Kitap TRT 2 de tanıtılacak.
Tarih: 16 Ekim 2007 , Salı
Zaman: 20.00

Programın adı: Okudukça
Aynı gün gece yarısından sonra saat 01.00 civarında tanıtımın tekrarı var.
Bilgi edinmek isteyenlere duyurulur. Nihat Abi

Salı, Ekim 09, 2007

Cahit Çete (1932) den kısa bir hatıra

II.DÜNYA SAVAŞI'NDA DATCA
2.nci Dünya Savaşı yıllarında, sanırım Almanların Rodos ve Simi Adalarını ele geçirdikleri günlerde, bir günde 300 kadar İtalyan, 60 kadar İngiliz askeri geldi, Datça’ya, bizim köye. Bunlar savaştan kaçabilenlermiş,
İtalyanları köyün camisinde, İngilizleri İlkokulda yatırdılar.
Karanlık çökünce gelen askerler kümeler biçiminde, köyün merkezi olan Çeşme Alanı’ndaki yan sokaklarda dolaşıp konuşuyorlardı. Biz de onları, meraklı bakışlarla gözetliyorduk. Askerler birden dağılıverdi. Ortalıkta kimse görünmüyordu. İlkönce ne olduğunu anlıyamadık. Ortalık birden sessizleşmişti. Gökyüzünde bir uçak sesi duyduk, arkasından bir uçak ışığı göründü. Bizim sık sık gördüğümüz, alışık olduğumuz bir görüntüydü. Ama savaştan kurtulan, ölümden dönüp gelenler için öyle değildi. Gizlenmeleri o yüzdenmiş. Sessizlik çökmese bizlerin uçaktan haberi olmayacaktı.
Bir küme İtalyan sığınmacının içinde bir kadın ilgi çekiyordu. Bir çocuk, annesinin eteklerini tutuyor, diğer bir çocuk zaman zaman annesini emiyor. Çocuk halimizle anladığımız kadar, bir çocuk da karnında var.
Kadın durmadan “Yannimu! Yannimu!” (Yannim, Yannim!) diye çırpınıp ağlıyor. Biz merakla durmadan kadını izliyoruz. Hüseyin Çavuş’un bahçesindeki evin boş bir odasına götürdüler. Durmadan ağlıyor. O sıralar köyde Rumca bilen kişiler var. Birkaç kişi de İtalyanca biliyor. Konuşmalardan sonra durumu açıkladılar.
TİLOS Adası’ndan kürekli, yelkenli iki kayıkla geliyorlarmış. Bunlar bizim Bükceğiz’e çıkmışlar. Diğer kayık kaybolmuş. Ağlaması; “kayık battı, onlar boğuldu” diyeymiş. Onların üzüntüsüne bütün köylünün katıldığını anımsıyorum. Bir kaç gün sonra kaybolduğu sanılan kayığın Bozburun taraflarına çıktığını, birbirini yitirdiğini düşünen tarafların sevince boğulduğunu işittik. Köylü de bir oh! Çekti, sevindi.
İkinci Dünya savaşı sırasında 10-20 kişilik kümeler halinde çok sığınmacı geliyordu. Bunlar çoğunlukla İtalyanlardı. İçlerinde öğretmenler de vardı. Bizim karakola (Knidos karakoluna) da iki Alman sığınmacı geldi. Onlar da fırtınaya yakalandıkları, botları bozulduğu için zorunlu sığınmacı olmuşlar.
Çilliri amcam (Süleyman Çete) o yıllar köy bekçisi. O evleri dolaşır, köye gelen sığınmacılar için ekmek ve yiyecekler toplardı.

Pazartesi, Ekim 08, 2007

GARGI KOYU'NDA DOLUNAY


Gargı Koyu, 1940'lı yıllarda Datça'nın "Cennet Çayırları'ydı. Bugünlerde dolunayı kaldı elimizde.
Bununla yetinmek zorundayız..

GARGI'DA DOLUNAY


Otuz dakika sonra dolunay.

Salı, Ekim 02, 2007

Nicomedian

Nicomedian Blogspot olarak açılmış. Linkini tıklıyarak girebilirsiniz. Güzel yazılarını artık okuyabileceğiz.