Cuma, Nisan 18, 2008

TİPİK BİR DATÇA EVİ

Bir gün önce kendisinden öğrenmiştik Reşadiye Mahallesi’nde restore ettiği ve 1940’lı yıllardaki Datça evleri gibi donattığı evini. İskele’den Reşadiye’ye doğru yol alırken evi hayalimde canlandırmaya çalışıyordum. Gözümün önüne odanın üç tarafına sıralanmış şilteler, duvara çepeçevre yaslanmış uzun, içi çavdar sapıyla doldurulmuş yastıklar, yastıkların üstünü süsleyen örtüler geliyordu. Mehmet Ali Ağa Konağı’nın hemen kuzey tarafında, bir birine yakın üç dört evin oturduğu küçücük tepeye taş merdivenlerle tırmanınca aradığımız evi çabucak bulduk. Avlu duvarı, bahçe kapısı (Datça ağzıyla “Goca Kapı”), evin görünen çatısı “aradığınız ev budur” diyordu bize sanki.
Güler yüzle karşıladı bizi Saniye Hanım. Yılların öğretmenliği hem yüzüne hem de diline iyice yansımış. Düzgün ve anlaşılır bir türkçe. Dinledikçe anlıyorsunuz o da Datça aşıklarından biri. Yıllar boyu ayrı kaldığı memleketini o kadar özlemiş ki; emekli olup gelince babadan kalma evini büyük bir özenle restore ettirmiş. Hem de ne restorasyon!. İnsanın ağabeyi de o meşhur Ergin Usta olunca… Hani şu Mehmet Ali Ağa Konağı’nın ağaç işlerini yapan usta.
Şimdi söz resimlerde:
Not: Yukarıdaki resimde görülen yatağın örtüsü ipektir. Datça'da bu tür dokumaya "Atkıçözgü" denir. İpeğin üretilmesi, dokunması yereldir.

(Daha iyi görebilmek için resimlerin üstüne tıklayın.)




Perde ve örtülerdeki motifler yalnız Datça çiçeklerini yansıtır. Hepsi de Saniye Hanım'ın elinin ve aklının eseridir.







Evin tavanına yakın çakılmış duvarı çevreleyen raflara, kalaylı, kenarları çentikli bakır çanaklar sıralanacak.