Pazar, Mart 23, 2008

DÜNYA ŞİİR GÜNÜ

Datça Pazarında "Ne alırsan on lira" nidaları arasında, şiir de vardı dün.
Şairler; İzmir’den Oğuz Tümbaş, Ahmet Günbaş, Onur Şenli, Hüseyin Alemdar’ lar
Bulgaristan’dan Nurten Recep, Romanya’dan Lidya, Ankara’dan diğer şairler… Etkinliğin koordinatörü artık Datçalı saydığımız, bize sık sık şiirli günler yaşatan şair ümit Yaşar...
Datça pazarında tezgahların arasına koydular masalarını. Şiirler yankılandı tezgahların arasında. Onur Şenli, “Agora Meyhanesi"ni pazara açtı dün. Bir çok izleyici ilk kez dinledi tümünü bu ünlü şiirin. Datçalı şairlerin şiirleri de yankılandı beton yığınları arasında. Pazara gelenlerin filelerini şiirler doldurdu dün. Bu haftaki diyetimiz şiirli olacak.
Ne yazık ki dün, hava muhalefetinden dolayı Rum dostlarımız gelmemişti pazara Simi’den. Yoksa onların filelerine de girecekti şiirler, belki biraz da kıskanacaklardı bizi…
Bu yüzden ben bi şeyler yazmaaya çalışacağım orada yayımlanan The Symi Visitor Gazetesi’ne. Birkaç da resim ekledik mi yazıya, tamamdır…


Romanya güzeli Lidya, o güzel kırık Türkçesiyle şiirini okuyor. Sol tarafta etkinliğin koordinatörü Ümit Yaşar. Sağda, İzmir'in değerli şairlerinden ve edebiyat adamlarındanbiri: Oğuz Tümbaş.



Bulgaristan'dan gelen Nurten Recep
İzmir'den Leyla Işık şiir kitabını imzalıyor.

Dünya Şiir Günü için çok sevdiğim bir şiiri de ben koyayım buraya
jacques Prevert'den
*****************
Önce bir kafes resmi yaparsın
Kapısı açık bir kafes
Sonra kuş için
Bir şey çizersin içine
Sevimli bir şey
Yalın bir şey
Yararlı bir şey
Sonra götürür bir ağaca
Asarsın bu resmi
Bir bahçede
Bir koruda
Ya da bir ormanda
Saklanır beklersin ağacın arkasında
Ses çıkarmaz
Kımıldamazsın
Kuş bazen çabuk gelir
Ama uzun yıllar bekleyebilir de
Karar vermezden önce
Yılmayacaksın
Bekleyeceksin
Yıllarca bekleyeceksin gerekirse
Resmin başarısıyla hiç ilişiği yoktur çünkü
Kuşun yavaş ya da çabuk gelmesinin
Geleceği olup da geldi mi kuş
Çıt çıkarma yok
Kafese girmesini beklersin
Girdi mi kafese fırçanla
Usulcacık kapısını kaparsın
Sonra kuşun bir tüyüne dokunayım demeden
Bütün kafes tellerini teker teker silersin
Yerine bir ağaç resmi yaparsın
Dallarının en güzeline kondurursun kuşu.
Tabii ne yapraklarının yeşilini unutacaksın
Ne yellerin serinliğini
Ne de yaz sıcağındaki böcek seslerini
Otlar arasında
Sonra beklersin ötsün diye kuş
Ötmezse kötü
Resim kötü demektir
Öterse iyi olduğunun resmidir
İmzanı atabilirsin artık
Bir tüy koparırsın usulca
Kuşun kanadından
Ve yazarsın adını resmin bir köşesine.