Çarşamba, Mayıs 28, 2008

BALIKÇI

Küçücük, denize on beş metre, ana caddeye arkasını dayamış, deniz tarafına bakan bir sundurması var. Mantısı, gözlemesi ve temizliğiyle ünlü, basit bir lokanta. Hatta yabancı arkadaşlarımız arasında anılan adı: “Simple Restaurant”
Arkadaşlarımız karı koca birlikte çalıştırıyor... Kışın kapatıyorlar. Bir ay önce açtılar. Havaların ısınmasıyla yazlıkçılar uğramaya başladı ya, yeni bir yardımcı bayan almışlar yanlarına... Yüzü gülen, sempatik biri olduğundan cesaretlenerek sordum:
Buralarda yeni gördüm seni. Nerelisin?”
“Bodrumlu'yum, amca.”
Yaa, ne kadar güzel! Biz Datçalılar, Bodrumlular’la iyi anlaşırız. Hayat tarzımız, fiziki yapımız, dilimiz, yemek kültürümüz aynıdır. Asker ocağında en iyi arkadaşlarımız hep Bodrumlu'dur. Eskiden, aramıza giren Gökova Körfezi yüzünden, birbirimizden mesafe olarak uzaktık. Bak şimdi feribotlarla onu da aştık. Alt tarafı iki saatlik yol..”
“Evet! Yaz gelince yakın, kışın gene uzak. Nerdeyse dört saat…”
“Cevat Şakir'i arasıra okududuğum için iyi bilirim Bodrum'u. Bilir misin Halıkarnas Balıkçısı’nı?”
"Ben bilmem. Ama, kocam da balıkçıdır, bütün balıkçıları tanır. Ona sor..."