Perşembe, Ocak 25, 2007

Bugün de Evliya Çelebi'den



Symi 1





Symi 2
Evliya Çelebi Datça Yarımadası'na (Tekir Burnu'na) geldiğini anlatıyor.
Evliya Çelebi Seyehatnamesi'nden:

SERÇECİK KALESİ' ne yanaştık. Menteşe toprağnda Rahiyye nahiyesinde, deniz kenarında dörtgen şeklinde bir kaledir. iki yüz gemi alır bir güzel limanı var. Liman içinde dağlardan gelen soğuk bir su akar, bu limanda sekiz mil güneye gittik. Kadırga Burnu denilen yere varınca yanında Rodos göründü. Uygun hava ile üç mil daha gidip Tekir Burnu'nda üç adet zağra şaykası uçarak gelir, onu gördük, arkaları sıra sekiz parça kafir gemileri gelmekte... Şaykalara yaklaşıp, bir yaylım top ateşi ettiler. Derhal şaykalardan birini yakaladılar. Diğer ikisi cenge başladı. İki kalyon bizim fırkate üzerine geldi. Bizde hemen bir anda Sömbeki limanına girdik.
SÖMBEKİ KALESİ: Cengi seyrettik. Bizi kovalayan iki kalyon da diğer altı kalyona imdada gittiler. İki şaykada Mısır askeri varmış. İki şayka yedi kalyonla cenk ederken bize yaklaştılar, temaşa ettik. İki kalyon, büyük şaykanın iki tarafına yanaşıp içine asker döktüler. Kılıç şakırtısı, barut dumanı her tarafı sardı. Bir ara gördik ki, şaykadan kafirler denize atlamaktalar. Hemen bizim gaziler denizdeki kafirleri toplayıp şaykaya çıktılar. İki kafir kalyonlarının içine gaziler girdi. Biz de atları fırkatemizden çıkarıp avanta direk üzerlerine imdada vardık. Büyük şaykaya yetişip içine girdik. Gördük ki her taraf kan içinde... Gaziler küffar kalyonlarından yedi sandık kuruş, yüzlerce silah 26 mahbup frenk oğlanı, 75 esir şaykaya taşımışlar. Küçük kalyonun kapudanı yaralı olarak ve 30 frenk mahbupu ile şayka doldurup, bizim şaykayı, bizim fırkate yedeğe aldık. Öbür küçük şaykada, küçük kafir kalyonundan bol ganimet aktarıp, 150 frenk esir alıp, direksiz yelkensiz, ardımızdan yetişip geldi. Küffarın gemisi bizi toplaya toplaya(topa tutarak) Allaha şükür Sömbeki limanına girdik. Secdeye kapanıp, bir ağızdan gülbank çektik. Birbirimizle öpüşüp görüştük. Siz bize hızır gibi yetişdiniz diye şenlik etti. İki şaykanın yetmiş şehitleri namazını kıldık. Düşman gemileri kaçtılar. Bu sırada kafir kalyonlarının birinden bir ateş fışkırdı.
Yedeğimizde olan şaykalardan bir yiğit kafir kalyonuna ganimete girip, biz oradan ayrılınca anbarla kalmış olan kafir gemisine ateş vermiş. Diğer altı kalyon Sömbeki Adasına yakın gelerek beyaz bayrak çekip bir sandal indirdiler. Bu gelenler: "Bizim Riyale Kaptanımızı bize verin. On bin kuruş verelim. Büyük Kaptanımız ateşe yandı. İki oğlunu verin. kralımızın akrabasıdır. On bin kuruş daha verelim." dediler. Derhal reddettik. Bir yaylım top ateşi eip cehenneme gittiler. Ertesi sabah Gaza malları gaziler arasında kardeş gibi taksim olundu. Bizim fırkatemizde olan yetmiş bahadırımıza, 25 yolcu ve hakire beş gulam ve arkadaşlarımıza yüzer sulye riyal kuruş verdiler. Ama hakire, el altından elli altın, iki saat, bir altın kadeh verdiler.

SÖMBEKİ ADASI: 928 tarihinde Süleyman Han fethidir. Etrafı 25 mildir.
Evvelce üç kale imiş. Şimdi, deniz kıyısından uzak Malta y apısı bir kaledir. Ama içinde dizdarı, neferleri vardır. Kefereleri gayet bahadardır. Siyah manilefke şapka giyerler. Gayet güzel yüzüp, yüz kulaçtan sünger çıkarırlar. Batık gemilerden, eli ile koymuş gibi eşya çıkarırlar. Aralarında, yüz kulaç dalamayan keferelere kız vermezler. Ağızlarına zeytinyağı alıp denize dalarlar. Ağızlarındaki yağı bırakıp, deniz üstünde habbeler husule gelip, deniz dibinde bir iğne olsa parlak bir şekilde görünür. Bütün kefereler süleyman Han reayasıdır. Bütün kefereler fırkatecidir. Gemilerine asla korsan gemisi yetişememiştir. Frenkler bunları yakalayınca kebap ederler. Çünkü bunlar, frenk gemilerinin altına girip burgu ile gemiyi delerek batırırlar. kadınları beyaz tülbent katibi sargı sararalar. Bu adada bağ ve bahçe yoktur. Suları sarnıçtır.
Bu adayı seyredip on parça fırkate hazır oldu. On fırkate de Rodostan geldi. İki şayka yedeğe alınıp, uygun rüzgarda biz dahi avanta kürek deyip Rodos limanına vardık.

Hiç yorum yok: