Salı, Nisan 17, 2007

Sevdiğim fıkralardan biri

ŞEF SUSADI

Kızılderili Büyük Şef, aile fertleri, çoluk çocuk trenle yolculuk yapıyorlardı. Bütün bir aile neredeyse kompartımanı doldurmuşlar, uyur uyanık uzun bir yolculuğun sonuna yaklaşıyorlardı. Şef, çöl ikliminin etkisiyle sık sık susuyor, sırtındaki torbasından çıkardığı, ağaçtan yapılmış tası karısına doğru uzatıp:
-Büyük Şef susamak, diyordu.
Kadının tas dolusu getirdiği sudan içebildiği kadar içiyor, kalan kısmını da çocuklar içerken tas elden ele dolaşıyordu.
Gene böyle kısaca kestirdiği bir uyuklamadan sonra torbasına davrandı. Ağaçtan yapılma tası çıkarıp karısının gözüne doğru uzattı ve:
-Büyük Şef susamak, dedi.
Karısı büyük bir saygıyla tası alıp kompartımandan çıktı. Aradan geçen uzunca bir zaman sonra boynu bükük, kompartımanın kapısında göründü. Üzüntülü bir yüz ifadesiyle:
-Büyük Şef biraz beklemek, sonra su içmek, dedi,
Karısının yüzüne “O da nedenmiş?” der gibi bakan Şef’e boş tasla gelişinin sebebini anlattı:
-Su çukurunun üstünde beyaz adam oturmak, dedi...

2 yorum:

Alp ve Ege'nin Annesi dedi ki...

Nihat Bey, bence bu fikrayi gercekte kizilderililerin su cukurlarina pisleyen solukbenizliler uydurmus olmali!

Nihat Akkaraca dedi ki...

Evet,Alp ve Ege'nin annesi, Fıkra o sarı benizlilerin uydurusuna benziyor.