Pazartesi, Aralık 03, 2007

MADIMAK

Değerli şair arkadaşım Akgün Akova'nın çok sevdiğim şiilerinden birini blog okuyucularımla paylaşacağım, bugün.



MADIMAK OTELİ _Sivastopal,2 temmuz 1993, 37 ölü, milyonlarca şiir yaralı._


sizleri tanıyordum
sabahları geçerek önümden giderdiniz işlerinize
siz
kendini amber ağacı sanan karalahana suratlı manav
yüreğini örümceklere diktiren terzi çırağı
siz
çocuklara çarpıp kaçma eğilimli belediye şoförü
maçlarda peygamberlere küfreden zabıta memuru
evet siz
siz
öğrencilerine Atatürk heykelini tokatlatan öğrenciyurdu müdürü
yani siz beyefendi
siz
çanakçılar, kışkırtıcılar, kibritçiler
melek boğazlayıcılar
sahte itfa’ye aslanları
siz
cinayet sonrası toz olan pır pır sultan imamlar
bayat yeşil biberler
kanat düşmanları
sizleri tanıyordum
kutu kutu odalarım kol kanat gerdi
askerlik anılarınıza
banka cüzdanlarınıza
astım ilaçlarınıza
kiminiz evden kovuldunuz bende yattınız sabaha kadar
zik zak
korudum sizi göktaşlarından ve ay çarpmalarından
çocukluk arkadaşınızdı otel kayıt memuru önce onu
yaktınız
türküleri yaktınız şiirleri yaktınız
doğru sözü yaktınız
akşamları geçerek önümden gidersiniz evlerinize
yıkıntıma sinsi sinsi gülersiniz
kapıda sizi karşılayan çocuklarınız
onlar da öğrenir bir gün
içindeki insanlarla yaktığınız
bir otelin
sonsuza dek
kül tüküreceğini yüzünüze.

Akgün Akova

8 yorum:

Alp ve Ege'nin Annesi dedi ki...

Bu olayin ustune is yerinden bir arkadasin hala mazaret göstermesini animsiyorum, karsi cikip bagiran da kendisine bendim sadece...o Yakanlar, tahrik edildik, diyenler simdi bizi yönetiyorlar...

Nihat Akkaraca dedi ki...

Hayatımda o olay kadar beni derinden yaralayan bir başka bir olay yoktur.
İnsanları diri diri yakmak Ha! Sonra "İslam adına yaptık" demek...

Açalya dedi ki...

aziz nesin'in merdivenden asagi indirilirken, onu asagi cekmeye calistiklarini ve belediye baslaniydi galiba, o herifin asagida agzindan salyalar gelerek bagirisinin fotografini hic unutamiyorum.

Adsız dedi ki...

Ben kendimi cok suclu hissetmistim. Derhal bir otobuse atlayip oraya gitmeli, herkesi tek tek tokatlamali, yumruklamali, isirmali, tukurmeliydim. Oldurmek yetmezdi, oyle birsey bulmaliydim ki, hayatlarinin sonuna kadar pismanliktan eriyip gitmeli, cehennemde yasamaliydilar. Boyle bir hap bulmak istiyorum ben. Pismanlik hapi.

www.elifsavas.com/blog

Tijen dedi ki...

Nihat Abi,
Sivas'a ilk gidişimde, Madımak Oteli'nin önünden geçerken tüylerim diken diken olmuştu. Isınamamıştım kente bir türlü. Oysa çok sevdiğim insanlar vardı orada. Sivaslı insanların da içi acıyordu. Ne büyük ikilem dedim. Aslında insan ve dünya da böyle değil mi? İyi ve kötü, ak ve kara, sıcak ve soğuk... Hepsi bir arada.

daimamutfak dedi ki...

��ten payla��mlar�n oldu�u bir blog..tebrikler..sevgiler..

Nihat Akkaraca dedi ki...

Çok çok teşekkürler, Daimamutfak. Bloğuma hoş geldiniz. Burada tekrar görüşmek üzere.

Nihat Abi

Nihat Akkaraca dedi ki...

Evet Tijen Hanım, benimde içim, o olayı hatırladıkça sızlıyor...
Biraz sonra bloğuma ben de bir salata tarifi koyacağım. Kendimin icat ettiği. Bakalım nasıl bir tepki gelecek. veya yorum gelecek?