Salı, Mart 04, 2008

DURGADIN'IN DOĞUM TARİHİ

Nihat Akkaraca

Köyün muhtarı mahkeme davetiyesini getirmişti Durgadın kadına. Zarfı verirken anlattı bağıra bağıra. Durkadını mahkemeye çağırıyorlardı şahit olarak.
Neyin şahitliğiymiş bu?” diye sorduğunda.anlattı muhtar:
“Hani şu Gocamuratlar’ın oğullarının meres davası varya, seni şahit yazdırmışla. Bi kez gidivireceksin gayri. Şahitlik deel mi alt tarafı.”
Ömründe hiç mahkemeye gitmemişti Durgadın kadın, yalnızca adını duyardı mahkemenin, hakimin,şahitliğin…
“Goca köyde bul bula beni mi bulmuşla şahit yazdıracak. Yalınız başına, yaşlı bi gadınım, yerimden kıpırdayamayıkdurun, naal gidecen ta bi günlük yola eşek üstünde.”
“İyi ya işte, yaşlı olduğundan seni göstermişle şahit, herşeyi bili deye,”
dedi muhtar.
“Oolum şindiye gadan hakim gömüş deelin, ne deyecen ben orda?”
Muhtarın, Gocamuratlarlar’ın büyük oğluyla arası iyiydi. Durgadın kadının onun lehine şahitlik yapmasını istiyordu.
Deyzeciim,” dedi. “Hakime yalan demede, bildiklerini deyivi yete. Hiç korkma!
Gocamuratlar’ın böyük oğlan seni Datça’ya götürecek, getirecek eşeğiyle.”


Mahkeme günü gelinceye kadar hakime diyeceklerini neredeyse ezberledi. Ezberinde hiç yalan yoktu. “Allah va yokarda, yalan deyemem, ne duydum, ne bildiysem onu derin, o gada!” diyerek kendini iyice alıştırmıştı mahkeme anına.
Hakimin karşısına çıktığında ezberlemediği bir soru geleceğini bilemezdi, çünkü ilk kez hakim görüyordu, Durgadın kadın.
Hakimin ilk sorusunu kolay atlattı da, ikinci soruda takıldı…
Hakim:
-Adın ve soyadın?
“Adım, Durgadın Dönmez oolum!”
“Doğum tarihin?”

"Ben doğumun tarihini falan bilmem oolum," dedi
Doğum tarihini şimdiye kadar ona kimse sormamıştı, yaşını sorarlardı sadece. Hakim soruyu onun anlayacağı şekilde sordu:
“Yaşını soruyorum teyze. Yaşın kaç?”
Yaşını aşağı yukarı biliyordu. Tam olarak bildiğinden emin değildi. Yalan söylemiş olurum diye korktu, bi müddet bekledi. Kafadan atmak istemiyordu. Anası sağken ona söyledikleri aklına geldi. En doğrusu buydu:
“Ben,” dedi, “ Tarihten falan anlamam hakim bey oolum. Anacığım sağken derdi hep; ben, ta Damarası köyünde Hacı Osmanlar’ın İmine var ya, ahretliğim olu, onnan aynı gün doğmuşum…” diyerek topu hakime attı.
-

Hiç yorum yok: