Salı, Mart 25, 2008

EVDE OLMAK

Valla Elif beni mimledi ama, bu mimlenmenin içinden bir dakikalık öyküyle çıkabildim. Yani tam altmış kelimeyle. Artık öykünün dokunulacak yeri kalmadı. Öykü benim değil; İstvan Örkeny’nin kısaltılmış bir öyküsünü kısaltabildiğim kadar kısalttım. Ama, hala bir anlam var sanırım.


Kızı dört yaşındaydı. Aklı birçok şeye yetmiyordu. Annesi yaşamlarındaki değişimi kavratabilmek için kızını dikenli tellerin yanına götürdü, uzaktaki treni gösterdi.
“Bak bu trenle gideceğiz evimize.”
“O zaman ne olacak ki?”
“Evimize kavuşaçağız!
“Peki ev ne demek?”
“Bundan önce yaşadığımız yer demek.”
“Orada ne var?”
“Oyuncak ayını ve bebeklerini hatırlıyor musun?”
“Anneciğim orada gardiyan varmı?”
“ Yok!”
“O zaman, oradan kaçabilir miyiz?

8 yorum:

Adsız dedi ki...

bir IETT otobusunde genc guzel Ermeni kadinin biri arkasindaki adama:
"Noolorus vre, habire arkamdan yuklenooorsun" der...
Genç adam gayet sakin...
"Otobus fren yapinca, yani sey, pardon..."der..;
Az sonra kadin yine uyarmak zorunda kalir:
"Vre yuklenip duroorsun..."
Genc adam yine sakin,
"Madam; fren, fren..fren yapinca.." derken
Kadın sozunu keser:
"İyi de; o pantolunundaki sertlik noolooor ?"...
Bizimki yine yuzsuz yuzsuz,
"Madama; maasımı yeni aldim, onlar para tomarı."
diye yanit verir.
Madam sonunda patlar:
Vre, bu nasil maastır ? Taksimden beri, her frende zam gelorrrrrr.-))

Tefrika Teyze'den (80 kelime)

Adsız dedi ki...

Nihat Abi, herseyden once mimi aldigin icin cok tesekkur ederim! Ayrica cok da guzel olmus, kalemine saglik!!!!!

www.elifsavas.com/blog

Nihat Akkaraca dedi ki...

Sağol Elif. Başka bir mimlenmede kendimden bir anı yazabileceğim.

Mine dedi ki...

Birkaç gündür blogları ziyaret edememiştim. Bir solukta tüm yazdıklarınızı okudum.
Bu hikayeniz içimi burktu.
Boyacı Amet'le ilgili olan yazınızdaki çözümünüzü ise çok akıllıca buldum.
Dünya Şiir Günü etkinliğiniz ise ayrı güzel...

Teşekkürler

Nihat Akkaraca dedi ki...

Ben de sizin yazdıklarınızı zevkle okuyorum. Sağol, Mine...

Açalya dedi ki...

Cok guzel Nihat abi...cok sevdim ben bu kisa oyku sobesini...ben de Fulya tarafindan sobelenmisim, yazdim.

Nihat Akkaraca dedi ki...

Sizin 55 Kelimelik öykü de çok hoş ama, Açalya. Anlamını kaybettirmeden bir öyküyü bu kadar kısaltmak çok önemli bir egzersiz..

Nihat Akkaraca dedi ki...

Sizin 55 Kelimelik öykü de çok hoş ama, Açalya. Anlamını kaybettirmeden bir öyküyü bu kadar kısaltmak çok önemli bir egzersiz..