Datca Yerel Tarih Grubu’nun açacağı serginin hazırlıkları içindeydik. Açılış gününe birkaç gün kalmıştı ki; her birimiz bir yerlere koşturup açılış gününe hazır olmak istiyorduk. Hani, canımız burnumuzdaydı desem yalan dememiş olurum. Benim de belediyeye gidip bir ayrıntıyı çözmem gerekti. Postanenin tam karşısında, köyden bir arkadaşım, Memed, el kaldırdı, durdum.
-“Nereye gidiyorsun?” diye sordu.
-“Belediyeye,” dedim
-“Beni de alır mısın? Ben de Tedaş’a gideceğim,” dedi.
Onu indireceğim yere yaklaşırken sordu:
-“Ne işin va, belediyede, su parası falan mı yatıracaksın?”
-“Yok,” dedim. “Sergi açıyoruz da… Belediyeden isteyeceğim bazı şeyler var, onun için gidiyorum.”
İneceği yere kadar hiç sesini çıkarmadı. Arabadan indi. Kapıyı kapadıktan sonra pencereden başını içeri doğru uzattı, kimse duymasın gibi bir tavıra bürünerek alçak sesle bana:
-“Ne paragöz adamsın," dedi ve ekledi: "Emekli maaşın va… Kirada evin va… Dükkânın va, televizyon da tamir edikdurusun… Bi de bazarcılık mı yapacan.” deyip, Allah, Allah! der gibi başını iki yana sallayarak Tedaş’a doğru yürüdü.
Ben belediye başkanını görmeden önce, bi müddet merdivenlerin orada oturdum. Gülmem geçsin diye…
-
Pazar, Mart 25, 2007
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 yorum:
Ne hoş bir öykü olmuş Nihat Bey.
Sonraki yazıda çekim ekibinden bahsetmişsiniz, ne zaman izleyebileceğiz?
Eşinize ve tüm ailenize selamlar, sevgiler,
Tijen
Cok guldum ben buna! Esim sordu, ne guluyorsun? Ay, izah edemem, sergi Turkce ne demek filan, aciklarken esprisi kacar!
www.elifsavas.com/blog
Tijen Hanım, sizi burada değerli yorumlarınızla görmek ne kadar güzel...
Fotoğrafın altına tarih koymadığım için yeni bir çekim sanıldı galiba. O resim geçen yılki çekimden kalmıştı. Bu günlerde tam bir yıllık. Güzel bir hatıra fotoğrafı oluşundan bloğa aldım. Yorumunuz için teşekkürler. Bloğunuzda sizi aralıksız okuyorum.
Bu kısa öyküm, Elif Savas gibi, Tijen Hanım gibi ünlülerden yorum alıyorsa, galiba ileride öykü yazabileceğim demektir.
Sağolun Elif Hanım...
Aman Nihat Bey! Ben unlu filan degilim. Herkes gibi, hayatimin bir anlami olsun diye, elimden gelenlerle birseyler yapmaya calisiyorum. Unlu olsam, "hayatim zaten cok manali, gelin siz de feyz alin" seklinde dusuncelerim olurdu. :o)
Lutfen, lutfen yazin! Ben sizi cok severek okuyorum. Bu kadar da bencil olayim ve yazin diye tutturayim, degil mi?
www.elifsavas.com/blog
Gerçekten, ilk yorumunuzda söylediğiniz gibi o fırça yazısını ingilizce anlatmaya kalksanız anlatırsınız ama ne espirisi kalır ne bişey. hadi resim sergisini anlatması kolay. Daha sonra Pazar sergisini anlatırken her şey arap saçına dönecek. Her gülmece cevrilip anlatılamıyor.
Elif Hanım kaç saattir web sayfalarında sizin hakkınızda yazılar okuyorum......
Kalın sağlıcakla...
Gerçekten, ilk yorumunuzda söylediğiniz gibi o fırça yazısını ingilizce anlatmaya kalksanız anlatırsınız ama ne espirisi kalır ne bişey. hadi resim sergisini anlatması kolay. Daha sonra Pazar sergisini anlatırken her şey arap saçına dönecek. Her gülmece cevrilip anlatılamıyor.
Elif Hanım kaç saattir web sayfalarında sizin hakkınızda yazılar okuyorum......
Kalın sağlıcakla...
Nihat Bey, ben guzel guzel birseyler yazmistim buraya. Ucup gittiler!
Sunun gibi birseylerdi:
Hakkimda okuduklariniza inanmayin. Iftira, kulliyen yalan ve iftira! :o)
Sendika ile ilgili yazdiginiz su son yazi sanki bir Cehov hikayesi.
Brian'a (hikayenin) kafasini gozunu yara yara anlattim "Firca"'yi. "Turkiye'den manzaralar," dedi. Tabii incelikler tercume edilemiyor, hele aksanlar, kullanilan tabirlerin rengi imkansiz. Ama ruhu anlasiliyor.
Simdi "asagi gonusmak" var Turkiye'de. Demirel bile, "halka inip" konusur ama sonra gerekince yukari cikmayi bilirdi. Simdi politikaci halkin da altina iniyor. Inecek yer kalmadi.
Bakin beni yazilarinizla nasil konusturuyorsunuz! Teessuf ederim. :o)
Iste bunun gibi birseyler yazmistim. Bu uyduruk "hatirladigim kadariyla" kopyasiyla idare edecegim.:o(
www.elifsavas.com/blog
Yorum Gönder